osmanlı Teması
RSS
Siteye Giriş Favoriler
  • Büyük Tutkular Yeteneğinide Kendisi Yaratır.(Fatih Sultan Mehmed Han)
  • Davamız Kuru Bir Cihangirlik Davası Değildir Davamız Bilakis İslam Davasıdır(Ertuğrul Gazi)
  • Osmanlılar Kainat Tarihinin Gördüğü En Büyük İmparatorluklardan Birini Kurdular.
  • Osmanlı Başarısının İki Sebebi: Devlet Teşkilatında Mükemmellik Ve Askeri Teknikteki Üstünlük İdi.
  • Osmanlı Başarısının Asıl Sebebi: Adalet Düzenindeki Üstünlük Ve İnsaniliktir.
  • Osmanlı Bu Gün: Dünyanın Geri Kalan Devletleri Toplam Gücü Üzerinde Bir Kudrete Sahiptir.

Mısırlılar huzuru Osmanlı da gördü

1517-1923 arasında 406 yıl Osmanlı idaresinde kalan Mısır, en huzurlu yıllarını bu dönemde yaşadı.
1517-1923 arasında 406 yıl Osman...
Yirminci yüzyılın başlarına kadar Osmanlı Cihan Devleti sınırları içinde yer alan Mısır en huzurlu dönemini Osmanlı idaresinde yaşadı. Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa, Batı ülkelerinden teknik malzeme ve uzman personel getirtti. Birçok medrese ve okullar açarak Mısır'ın en güçlü lideri oldu. Kurduğu Mısır donanmasını 1827 Osmanlı-Yunan Savaşında yardım için gönderdi. Ayrıca tarımın gelişmesi için kanallar açtırdı ve Mısır ekonomisini zenginleştirdi. Daha sonra Mısır Hidivi olan Said Paşa, Süveyş Kanalını ve Port Said şehrini yaptırdı. Eyaleti veya Mısır Beylerbeyliği, 1517 yılında Yavuz Sultan Selim Han'ın Ridaniye Muharebesi'yle Memlûk Sultanlığı'nı yıkarak Mısır'ı Osmanlı topraklarına katması sonucunda kurulmuş olan bir Osmanlı eyaletiydi. Eyalete bağlı olan İskenderiye ve Dimyat sancakları bahriye sancağıdır. 1914'de Osmanlı devleti İngiltere aleyhine savaşa girince, İngiliz hükümeti Mısır'ın Osmanlı ile ilişkisini keserek kısmen kendisine bağladı. 90'ıncı yılında “Zafer mi, hezimet mi?” olduğu tartışılan 1923 Lozan anlaşması ile Türkiye, Mısır ve Sudan'ın İngiltere'ye terkini tasdik etti. Osmanlı'dan sonra bir daha huzur ve barış yüzü göremeyen Mısır, Batılı sömürgeciler ve onların güdümündeki darbecilerden yakasını kurtaramadı. Her türlü inanç sahibine İslam adaleti ile muamele ederek ülkede huzur ve barışı sağlayan Osmanlı, Mısır'ı Fransız ve İngiliz saldırılarına karşı koruyordu. Bu çerçevede, tarihî olaylara kısaca bir göz atalım:
İngiltere'nin Hindistan yolunu kapatmak maksadıyla Fransa İmparatoru Napolyon Bonoparte, 1798'de Mısır'ı işgal etti. Fakat Akka Kalesinde Cezzar Ahmed Paşa tarafından hezimete uğratıldı. Bunun üzerine Fransızlar geri çekildiler. Bu arada Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Mısır'a yardım için gönderildi. Fransızlar yenilerek, 1801'de tamamen çekildi. Mehmed Ali Paşa ise Mısır'da kalarak vali oldu. Batı ülkelerinden teknik malzeme ve uzman personel getirtti. Birçok medrese ve okullar açarak Mısır'ın en güçlü lideri oldu. Kurduğu Mısır donanmasını 1827 Osmanlı-Yunan Savaşında yardım için gönderdi. Ayrıca tarımın gelişmesi için kanallar açtırdı ve Mısır ekonomisini zenginleştirdi. Kavalalı Mehmed Ali Paşa dinine bağlı iyi bir insandı. Bundan sonra Mısır bozuldu. Yerine büyük oğlu ve Cidde Valisi olan İbrahim Paşa geçti. İbrahim Paşa, Sultan Mahmud Hanın emriyle Vehhabilerle harp ederek başşehirleri Der'iyye'yi aldı. Sonra Mora İsyanını bastırdı. Bu arada Sultan İkinci Mahmud Hana isyan ederek Kütahya'ya kadar geldi. Suriye, Adana ve Mısır ona verildi. Halifeden, müstakil vali demek olan (Hidiv) ünvanını aldı. İkinci defa isyan ettiyse de İngiltere işe karıştı ve Suriye tekrar Osmanlılarda kaldı. 1848'de vefatından sonra yerine Birinci Abbas, bundan sonra da 1854'te İbrahim Paşanın oğlu Said Paşa hidiv oldu. Said Paşa, Süveyş Kanalını ve Port Said şehrini yaptırdı. Bunun ölümünden sonra kardeşiİsmail Paşa hidiv oldu. Bunun 1879'da azl edilmesi üzerine, oğlu Tevfik Paşa yerine geçti. İngilizler bunun zamanında Mısır idaresine karıştı.


Bu yıllarda Cemaleddin-i Efgani'nin reisliğini yaptığı Kahire Mason Locası üyeleri, İngilizlerle işbirliği halinde faaliyette bulunuyordu. Din adamı olarak tanıtılan Abduh da bunların aralarındaydı. Ekonomik ve askeri açıdan iyice zayıflamış olan Mısır, böylece 1882'de İngilizlerce işgal edildi.


İngilizler, meşhur casus yüzbaşı Lavrens kanalıyla halk arasında bölücü fitneler çıkartarak başta Mısır, Ürdün, Irak ve Suudi Arabistan'ı karıştırdılar. İttihatçıların basiretsiz ve kararsız siyasetleri bu gelişmeleri önleyemedi ve bu ülkelerin yavaş yavaş Osmanlı Devletinden ayrılmasına sebep oldu. Böylece İngiliz kontrolüne geçen Mısır'da Tevfik Paşadan sonra sırayla Abbas Hilmi Paşa, Hüseyin Kamil Paşa ve Ahmed Fuad Paşalar başa geçti. Fuad Paşa, Osmanlılardan tamamen ayrılarak melik adını aldı. 1936'da ölümü üzerine oğlu Faruk, melik oldu. İkinci Dünya Harbi esnasında Alman ve İtalyan birlikleri Mısır'a saldırmışlardı. Mısır, 1945'e kadar harbe katılmadı. Bu tarihte Japonya ve Almanya'ya karşı harp ilan etti. Aynı yıl bağımsızlığını da elde ederek BM'e üye oldu.


İç isyanlar, dış borçlar, kanal problemi ve çeşitli harbler Mısır'a ağır külfetler getirmişti. Bu yüzden 1952 yılında askeri ihtilal oldu ve Melik Faruk yurt dışına çıkarıldı. Ertesi yıl cumhuriyet ilan edildi ve general Necib Cumhurbaşkanı oldu. 1956'da Sudan, Mısır'dan ayrıldı. Askeri ihtilal, genç subaylar tarafından yapılmıştı. Bunların içinde bulunan Cemal Abduh Nasır, ordu içinde durumu en güçlü olanıydı. İki sene sonra Cumhurbaşkanı Necib'in askeri idareye son vermek istemesi üzerine, zaten farklı fikirler taşıyan Nasır, Necib'i tutuklatarak Mısır'ı ele geçirdi.


Nasır, uyguladığı politika ile sosyalizmi Mısır'a getirdi. Mısır'ı batı dünyasından kopararak Rusya'nın kucağına düşürdü. Rus askeri ve teknik yadımlarına kapılarını açtı. Çeşitli sebeplerle yaklaşık 60 bin Müslümanı zindanlara attırdı. Bir çok kuruluşları devletleştirdi. Zehirli fikirlerini diğer Arap ülkelerine de bulaştırdı. 1958-61 yılları arasında Suriye ile birleşme faaliyetine girdiyse de, Suriye, 1961 yılında bundan vazgeçti. Bu arada İsrail'le anlaşmazlıklar başladı. Zamanla Mısır-İsrail münasebetleri gerginleşti. Nasır, Süveyş Kanalını millileştirince, İngiltere, Fransa ve İsrail, Mısır'a saldırmış, fakat ABD ve Rusya'nın ikazları ile saldırı durmuştu. İsrail sınırına ve Akabe Körfezine BM gücü yerleştirilmişti. Nasır, 1967'de bu kuvvetleri geri çektirdi. Kanalı İsrail gemilerine kapattı. Bunun üzerine İsrail, Mısır'a taarruz ederek, Mısır Hava Kuvvetlerini imha etti. Altı gün süren muharebelerden sonra İsrail, Sina bölgesini işgal etti.


1970'te Nasır ölünce yerine Enver Sedat geçti. Mısır, 1973'te İsrail'e taarruz etti. 1975 ve 1977 müzakereleri sonunda Camp David zirvesi gerçekleşti. Buna göre, İsrail, Sina'dan çekilirken Mısır, Kanalı İsrail gemilerine açmayı kabul etti.


Sedat döneminde Mısır, Rus tesirinden ve sosyalizmden ayrıldı. İsrail'le barış yaparak, ABD'ye yanaştı. Nasır politikasının tersine, Mısır'ı liberal ve hür dünya sistemine getirdi, fakat Arap dünyasındaki liderliği sarsıldı ve ordu desteği zayıfladı. Nihayet Sedat 6 Ocak 1981'de bir suikast neticesi öldürüldü. Yerine eski Hava Kuvvetleri Komutanı Hüsnü Mübarek başkan oldu.
11 Şubat 2011 tarihinde Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek gösteriler sebebiyle istifa etti. 03.07.2013 tarihi itibari ile Ordu yönetime el koymuş ve bir seçim süreciyle ile Hüsnü Mübarek'in yerine gelen Cumhurbaşkanı Mursi bir darbe ile yönetimden alınmıştır.

PİRAMİTLER SAVAŞI
1 Temmuz 1798'de Napolyon Bonapart komutasındaki 12.000 kişilik Fransız Ordusu'nun, Mısır'ın İskenderiye Limanı'ndan başlattığı Piramitler Savaşı'nı resmeden tablo. Beraberinde bir arkeolog heyeti de götüren Napolyon Bonapart, Mısır'ı işgal eder etmez arkeoloji kazılarına başladı ve bu ülkenin hazinelerini Paris'e taşıdı.

Geri
Benzer Konular
Henüz yorum yapılmamıştır.

Oylar:
Average members rating (out of 10) : Henüz Oylanmamış   
Votes: 0