osmanlı Teması
RSS
Siteye Giriş Favoriler
  • Büyük Tutkular Yeteneğinide Kendisi Yaratır.(Fatih Sultan Mehmed Han)
  • Davamız Kuru Bir Cihangirlik Davası Değildir Davamız Bilakis İslam Davasıdır(Ertuğrul Gazi)
  • Osmanlılar Kainat Tarihinin Gördüğü En Büyük İmparatorluklardan Birini Kurdular.
  • Osmanlı Başarısının İki Sebebi: Devlet Teşkilatında Mükemmellik Ve Askeri Teknikteki Üstünlük İdi.
  • Osmanlı Başarısının Asıl Sebebi: Adalet Düzenindeki Üstünlük Ve İnsaniliktir.
  • Osmanlı Bu Gün: Dünyanın Geri Kalan Devletleri Toplam Gücü Üzerinde Bir Kudrete Sahiptir.

Osmanlı da Öğrenci Eylemleri

Osmanlı da Öğrenci Eylemleri
Osmanlı da Öğrenci Eylemleri
Osmanlı’nın son öğrenci eyleminden çıkan sonuç:

Ünlü yazarlar üniversiteden kovuldu!

Gündemde üniversite öğrenci eylemleri var. Her çevre “biz bu filmi görmüştük” diyor! Herkes tarihi kendi gördüğüyle başlatıyor!

Osmanlı’da öğrenci eylemleri yok muydu? Örneğin, İstanbul’un işgal günlerinde üniversite öğrencileri beş öğretim üyesini protesto edip dersleri neden boykot etti? Kimdi bu ünlü öğretim üyeleri? Neden çürük yumurta yağmuruna tutulmuşlardı? Tartışmaya sebep Fuzuli miydi? İstanbul basınını ikiye bölen; işgal kuvvetleri komutanı General Harrington’un bile karıştığı bu öğrenci eyleminin temelinde ne vardı?

Tarih 29 Mart 1922

Yer İstanbul

Darülfünun (üniversite) Konferans Salonu’nda, “Fuzuli ve Mülahazat-ı (düşüncesinin) Felsefiyesi” konulu panel yapılıyordu. Kürsüde konuşan Rıza Tevfik, “Fuzuli Türk değildir, İranlıdır” deyince ön sırada oturan yazar Süleyman Nazif ayağa fırladı. “Hatip Bey yanılıyorsunuz, Fuzuli Türk’tür, Azeri Türkü’dür.” Müdahaleye Rıza Tevfik sinirlendi. “ Siz yanılıyorsunuz, Türk değildir. Ayrıca hem Türk olsa ne çıkar; Fuzuli’yi aranıza almakla ne kazanacaksınız? İmam-ı Azam da Türk değildir. Bugün İstanbul’da rahat oturabiliyorsanız bunu büyük devletlerin İslam âlemine karşı olan saygısına borçlusunuz.” Sözler salonu karıştırdı. Öğrencilerle, sarıklı dinleyiciler birbirine girdi. Rıza Tevfik kaçtı.

Rıza Tevfik’in sözleri aslında yeni değildi; üniversitedeki derslerinde sürekli tekrarlıyordu. Ayrıca Peyam-ı Sabah gazetesinde de yazıyordu.

O gün öğrencilerin tepkisi bu birikimler sonucuydu…

BOYKOT KARARI

Ertesi gün…

Öğrenciler Coğrafya Darülmesaisi’nde toplandı. Tartışmalardan sonra üniversite yönetimine sunulmak üzere bildiri hazırlandı. Peyam-ı Sabah’ta yazan ve aynı zamanda üniversitede hocalık yapan Gazeteci Ali Kemal, Yazar Cenap Şehabeddin, Feylesof Rıza Tevfik, öğretim üyeleri Hüseyin Daniş ile Barsamyan Efendi’nin istifası istendi. Aksi takdirde dersler boykot edilecekti.

Bildiri edebiyat fakültesi başkanı İsmail Hakkı (Baltacıoğlu) Bey’e verildi. Ayrıca, okul çevresindeki ağaçlara, duvarlara ve tramvay direklerine de yapıştırıldı…

Rıza Tevfik Peyam-ı Sabah’ta, “Beni istemeyene ben de hiç ders vermem!” diye yanıt yazdı ve istifa ettiğini açıkladı.

Onu, derslerinde Türkler için hep “çapulcular” diyen Hüseyin Daniş takip etti.

Bu arada acil toplanan fakülte kurulu, bu iki istifayı kabul etti. Barsamyan hakkında soruşturma açılmasına karar verdi. Ali Kemal ve Cenap Şahabeddin’in görevlerine devam etmesi kararlaştırdı.

Barsamyan hakkında soruşturma açılmak istenmesi, Ermeniler konusunda hassas olan işgalci İngilizleri kızdırdı.

Öğrenciler üniversite kararından memnun olmadılar. “İthamname” hazırlayarak, Türklüğe hakareti asla kabul edemeyeceklerini açıkladılar.

Edebiyat fakültesi öğrencilerine diğer bölümlerden destek geldi. Tıp, fen, hukuk fakülteleri öğrencileri de boykota başladı. Ayrıca, Ticaret Mektebi, Ziraat Mektebi, Baytar Mektebi, Orman Mektebi, Eczacı ve Dişçi Okulları, Mektebi Mülkiye, Ticareti Bahriye Mektebi öğrencileri eyleme katıldılar.

Olay büyüyordu…

ÜNİVERSİTE KAPATILDI

Ali Kemal öğrencileri “yardakçılar” “baldırı çıplaklar”; onları destekleyen gazeteleri ise “lahana yaprakları” diye sürekli aşağıladı.

İstanbul basını da ikiye bölündü. İstanbul hükümetini tutan gazeteler istifası istenen isimlerin yanında yer alırken; ulusal kurtuluş savaşını destekleyenler öğrencilerin yanında saf tuttu.

Üniversite rektörü Besim Ömer Paşa ne yapacağını bilemez haldeydi.

İmdadına Maarif Nazırı Said Paşa yetişti. 12 Nisan itibariyle üniversiteleri geçici olarak kapattı.

Öğrenciler boykotun daha örgütlü uygulanabilmesi için “Darülfünun ve Mektebi Aliye Cemiyeti” kurdular. “Onların General Harringtonları varsa bizim de Mustafa Kemalimiz var” diyorlardı.

Üniversite yönetimine sürekli dilekçe veriyor; beş kişi hakkında sürekli ihbarlarda bulunuyorlardı. Sonunda üniversite yönetimini “İthamname”deki iddiaları incelemek üzere bir komisyon kurdu. Suçlanan hocalardan savunma istedi. Hüseyin Daniş bu teklife yanıt bile vermedi. Rıza Tevfik ve Cenab Şahabeddin savunma yapmayacaklarını açıkladılar. Diğer ikisi Ali Kemal ve Barsamyan ise üç gün süre istediler.

Komisyon 22 Nisan günü Zeynep Hanım Konağı’nda toplandı. Önce öğrenci temsilcileri dinlendi. Komisyon raporunu Darülfünun Divanı’na gönderdi. Onlar da topu Edebiyat Fakültesi yönetimine attılar! İşler iyiden iyiye sarpa sarmıştı.

Mesele aslında İstanbul Hükümeti ile Ankara Hükümeti’nin çekişmesiydi…

ÇÜRÜK YUMURTA

Maarif Nazırı Said Bey, öğrencilere ve dolasıyla Ankara’ya boyun eğmemek için okulların 20 Mayıs’ta açılacağını duyurdu.

Öğrenciler hemen Sultanahmet’te “Akademi” adını verdikleri bahçeli kahvede toplandılar.

Boykot devam edecekti ve ayrıca…

Başta beş hocaya destek veren Fuad (Köprülü) Hoca olmak üzere kendilerini desteklemeyenleri çürük yumurta yağmuruna tuttular.

Ali Kemal Babıali’de Peyami Sabah gazetesi önünde ve Cenap Şahabeddin de Bakırköy’deki evinden çıkarken yumurtadan nasibini aldı.

VE ZAFER ÖĞRENCİLERİN

Öğrencilerin kararlı olduğunu gören üniversite, tüzüğünde değişiklik yaptı. Yetki kargaşasına son verdi. Kararı Darülfünun Divanı verecekti.

Verdi de: Beş öğretim üyesi üniversiteden uzaklaştırıldı.

İstenmeyen hocalar boşalan kürsülere fahri olarak (maaşsız) yeni öğretim üyeleri getirildi:

Ali Kemal’den boşalan “Avrupa ve Osmanlı Devleti Münasebetleri” dersine Ali Reşad Bey; Cenap Şahabeddin’ten boşalan “Türk Edebiyatı Tarihi” dersine Yahya Kemal; Rıza Tevfik’ten boşalan “Metafizik” dersine Ahmed Naim ve “Estetik” dersine İsmail Hakkı; Hüseyin Daniş’ten boşalan “İran Edebiyatı” dersine Veled Çelebi; Barsamyan’ın İngiliz edebiyatı dersi Batı edebiyatı kürsüsüyle birleştirildi ve ders hocalığına Şerif Bey getirildi.

25 Ağustos günü dersler yeniden başladı.

Bir gün sonra…

Türk Ordusu taarruza başladı.

Öğrenciler kazanmıştı, sıra liderleri Mustafa Kemal’deydi…

Keşke bu film hiç unutulmasa…

Geri
Benzer Konular
Henüz yorum yapılmamıştır.

Oylar:
Average members rating (out of 10) : Henüz Oylanmamış   
Votes: 0